30 Ağustos zulme ve esarete başkaldırıdır.
Geleceğini, tahtını, tacını ve halifeliğini düşmanın merhametine bağlayıp, boyunduruk altına girerek; vatanseverler ve işgale karşı çıkanlar hakkında idam fermanı yayınlayanlara rağmen kazanılan 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi; bağımsızlığa giden yolu aydınlatan bir meşale olmuştur.
Ordusu dağıtılmış, tersanelerine girilmiş, yakılıp-yıkılmış ve parçalanmış bir İmparatorluktan geriye kalan anayurdunda esareti kabullenmeyen ve bağımsızlığı esas alan Türk Milleti, 30 Ağustos 1922’de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa önderliğinde, tarihe altın harflerle yazılmış bir destan daha eklemiştir…
30 Ağustos; bir ulusun şahlanışı ve yeniden dirilişidir.
30 Ağustos; mandacılığa, esarete başkaldırıdır…
30 Ağustos; çağdaşlığa, aydınlığa ve özgürlüğe açılan kapıdır…
30 Ağustos; Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın tamamlanmasına giden yolu tamamen açan bir büyük zaferdir…
30 Ağustos; Türk Milletinin işgale, zulme ve haksızlığa onurlu başkaldırısıdır…
Böylesi önemli bir zaferi; Mustafa Kemal Atatürk’ten bağımsız ele almak, O’nun askeri dehası ve ileri görüşlülüğünü küçümsemek, Büyük Önder’i yok saymak, en hafif deyimle haksızlık, gaflet ve hatta dalalettir…
26 Ağustos’ta başlayan ve 30 Ağustos’ta sona eren Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve Büyük Zafer’in 97.Yıldönümünde başta Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, Allahtan rahmet ve mağfiret diliyoruz.
Ruhları şad olsun…
