GENEL

Bir eylem planına ihtiyaç var

Nejdat Sin, “İhracatçılar olarak dünyanın her kıtasında yarışabilecek konumdayız. Ancak, üreticilerimiz için aynı şeyi söyleyemeyiz. Üretirken günün şartlarına uygun, dünyada kabul gören ürünleri üretmeliyiz” dedi.
 

Türk tarımı Mersin’de masaya yatırıldı
Akdeniz İhracatçı Birlikleri, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası işbirliğinde Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen konferansa Mersin Vali Ali İhsan Su, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıolu, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Nejdat Sin, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Ayhan Kızıltan ile çok sayıda sektör temsilcisi katıldı.
Türk tarımının ithalata olan bağımlılığını azaltıp üretime dayalı ihracat modelini geliştirebilmek adına düzenlenen konferansta tarladan sofraya kadar tarımın tüm aşamalarında yaşanan sorunlar, iyi tarım uygulamalarından kalıntıya, çiftçi eğitimlerinden, üretim planlamasına, tarımsal depolamadan lojistiğe kadar her alanda konunun uzmanları görüşlerini dile getirdi. Türkiye tarım politikaları ve kooperatifçiliğin sektörün gelişimi adına önemi, nasıl bir kooperatifçilik beklendiği, sektörün bu noktadaki ihtiyaçları, mevcut durumda yapılan çalışmalardan neden istenilen sonuçların alınamadığı gibi sorulara da yanıt arandı.

 

‘Üretimden ihracata kadar bir eylem planına ihtiyaç var’
“Üretemezsek Tükeniriz” sloganıyla düzenlenen konferansın açılışında konuşan Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Nejdat Sin, tarımsal sorunların köklü çözümü için günlük ve kısa vadeli değil, orta ve uzun vadeli politikalara ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Üretimden ihracata kadar bir eylem planı gerektiğini kaydeden Nejdat Sin, eylem planının doğru şekilde oluşması için tarım sektörünün tüm paydaşlarının ülke gereksinimlerine uygun koordineli çalışması gerektiğini vurguladı.

 

‘Dünyanın her kıtasında yarışabilecek konumdayız’
Nejdat Sin, “İhracatçılar olarak bizler dünyanın her noktasında rekabet edebilecek konumdayız. Ancak, üretirken günün şartlarına uygun, dünyada kabul gören ürünleri üretmeliyiz. Narenciyede bunu büyük ölçüde sağladık. 30 yıl önce birkaç çeşit portakal ve mandalina üretimimiz varken, bugün 50’ye yakın çeşidimiz var. Ambalaj ve lojistikte dünyanın her kıtasında yarışabilecek konumdayız. Üretimde de iyiyiz, ama yeterli değil. Bütün üreticilerimiz için aynısını söyleyemeyiz. Dünya standartlarında üretim yapabiliyoruz, ancak dağınık yapıyı toparlamamız gerekiyor” diye konuştu.

 

‘Satacağını üretme modeline geçmeliyiz’
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise Türkiye’nin yakın coğrafyasında 2 milyar insan yaşadığını ve ülkelerin 500 milyar dolarlık gıda, tarım ve hayvancılık ürünleri ithal ettiğini belirtip, ürettiğini satma modelinden, satacağını üretme modeline geçmek gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin 384 milyar dolarlık bitkisel ve hayvansal üretimiyle tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada 7’nci sırada yer aldığını, 18 milyar dolar ihracat ve 13 milyar dolar ithalat yaptığını aktaran Rifat Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu; “Tarımda ve hayvancılıkta girdi maliyetlerini düşürmek için mutlaka birlikte üretme modeline geçmeliyiz. Sözleşmeli üretim modelini mutlaka yaygınlaştırmalıyız. Atıl duran hazine ve şahıs arazilerini kiralayarak üretime kazandırmalıyız. Ölçek ekonomisi olmazsa olmazımız bu işler için. Çok üreten, çok alan, çok satan olmazsan ayakta kalamayız. Bunu başarmanın yolu da kooperatifleşmeden geçiyor. Ürünün ekiminden nakde dönebildiği sürece kadar üreticiler için yeni bir finansman modeli lazım. Klasik finansman modeliyle sürdürme şansımız yok. Tarımsal destekler mutlata ekim zamanından önce belirlenip, mutlaka vaktinde ödenmeli. Hatta birkaç yılı kapsamalı ki, üretici ona göre planlama yapabilsin.”
 

Mersin, tarımsal üretim ve ihracatın lokomotifi
Mersin Valisi Ali İhsan Su ise Türk tarımında Mersin’in üretim, işleme, pazarlama ve ihracat alanlarında lokomotif kentler arasında olduğunu söyledi. Vali Su, limon, çilek, muz ve çilek üretiminde lider kent olan Mersin’de çiftçilere fayda sağlayacak 197 ayrı projeyi hayata geçirdiklerini, gıda işleme ve ihtisas organize sanayi bölgesini kurduklarını, biyolojik mücadeleye önem verdiklerini bildirdi.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de konuşmasında tüketileni üretme modelini geliştirmenin şart olduğunu, belediye olarak küçük aile işletmeleri ile kadın girişimcileri destekleyecek hizmetleri ağırlık verdiklerini, kooperatifleşme konusunda özel çalışma birimleri oluşturduklarını anlattı. Başkan Seçer, bu kapsamda 41 bin ilkokul öğrencisine süt dağıtacaklarını, çiçek seraları tesis edeceklerini, zeytinyağı, kayısı ve erik üreticilerine yönelik kooperatifleşmeleri desteklediklerini aktardı.

 

‘Tarımda yeni bir kurtuluş savaşına ihtiyaç var’
Açılış konuşmalarının ardından Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım’ın moderatörlüğünü yürüttüğü konferansta geçmiş dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı Savaş Akcan ile Üretici Mehmet Yaltır görüşlerini dile getirdi.
Dünya Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, tarımda yeni bir kurtuluş savaşına ihtiyaç duyulduğunu ifade edip, ülkenin tarımsal potansiyeline uygun, kendine yeterliliği esas olan teknoloji destekli örgütlenmeyi ön planda tutan yeni bir model gerektiğini söyledi.
Aziz Kocaoğlu Türkiye’nin kalkınmasının tarım, hayvancılık, turizm ve hizmet sektörlerinde artı vermesine bağlı olduğunu söyleyerek başkanlık yıllarında yaptığı hizmetleri anlattı.

 

Kooperatifçilik Türk tarımının kurtuluş reçetesi
Mahmut Eskiyörük ise yaptığı konuşmasında kooperatifçiliğin Türk tarımının kurtuluş reçetesi olduğunun altını çizip, Tire Süt Kooperatifi ile makine, slaj paketleme tesisi, gibi yatırımlar yapmanın yanında yem gibi giderlerin de teminini ortak olarak gerçekleştirdiklerini hatta ihtiyaç fazlasını pazarladıklarını bildirdi. Eksiyörük, kooperatif ile süt üretiminin, verimliliğin ve kalitenin arttığını, göçün azaldığını ve sanayinin geliştiğini vurguladı.

 

Kaliteli ürün için sertifikalı tohum şart
Savaş Akcan da Türkiye’nin tarım politikası olmadığını savunup, iktidarlara göre değişmeyecek sürdürülebilir bir tarım politikasına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Kaliteli ürün için sertifikalı tohumun şart olduğunu dile getiren Akcan, küçük aile işletmelerinin kesinlikle kooperatif çatısı altında birleşip, üretimi desteklemesi gerektiğini, bunun için kooperatif yasasının yeniden ele alınmasının şart olduğunu kaydetti.

 

Türkiye tarımda kendi bünyesine uygun modeli kurgulamalı
Mehmet Yaltır da yaptığı değerlendirmede sermayenin ve nitelikli insan gücünün tarım sektöründen uzaklaşması ile sorunların her geçen gün arttığını dile getirdi. Yaltır, Türkiye’de hazır modeller alıp uygulamak yerine kendi bünyesine uygun modellerin kurgulanması gerektiğini,  kooperatifçilik ve sözleşmeli tarımın geliştirilmesi ile ürün pazarlamasına özel önem verilmesine ihtiyaç olduğunu aktardı.
Konferansın sonunda protokol üyeleri, katılımcılara teşekkür plaketlerini takdim etti.

Başa dön tuşu