GENEL

“BU YASA CUMHURİYETİN VE LAİKLİĞİN YOK EDİLMESİDİR”

Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük, siyasi iktidar tarafından müftülüklere nikah kıyma yetkisinin verilmesini öngören kanunu kaygı ile karşıladıklarını ifade etti ve sert tepki gösterdi.

 

Av. Küçük, resmi nikahın Cumhuriyetimizin devrimlerinin, kazanımlarının ve laikliğin en önemli göstergesi olduğunu belirterek, “Müftülerin nikah yetkisi cumhuriyetin ve laikliğin yok edilmesidir. Bu değişiklik kadınlarımızın yok sayılmasıdır. Kabul edilemez…” dedi

 

Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük, bu yasayı, aile ve toplum yapısının, kadın haklarının dini kurallar doğrultusunda tartışmaya açılmasının ön adımı olarak değerlendirdi.

 

Av. Küçük, yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:

 

“Anayasamızın 174/4'e maddesine  göre; Medeni Kanunumuzun resmi evlendirme memuru önündeki evlilik akdi İnkılap kanunlarıdır ve koruma altındadır. Anayasaya aykırılığı iddia edilemeyen bu hüküm müftülere evlilik yetkisi ile malesef delinmektedir.

 

Bu aynı zamanda, hangi din ve inanca sahip olursa olsun Anayasamızın en önemli kuralı olan yurttaşların eşitliği, laik ve tek hukukun herkese uygulanacağı ilkelerinden de vazgeçmek anlamına gelmektedir. Bu yasa ile diğer dinlere mensup kişilerin de aynı ve benzer talepleri de gündeme gelecektir.

 

Yasa 94 yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinden, Atatürk devrimlerinden, kazanımlarından geriye dönüş anlamı taşımaktadır. Bu vahim ve ürkütücü unsur her şeyden daha önemlidir. Bütün baroların, Türkiye Barolar Birliği’nin, STK’ların ve Üniversitelerin bu duruma el koyması ve tepkisini göstermesi gerekmektedir.

 

Medeni Kanun’daki kazanımlar kadınların mücadelesiyle elde edilmiş kazanımlardır. Küçük yerlerde denetim eksikliği nedeniyle akraba evlilikleri ve çocuk yaştaki evlilikler artacaktır. Yasal evlilik öncesi sağlık raporu gibi daha  birçok prosedürün gözetilmemesi gibi durumlar ve tehlikeler de yaşanacaktır. Bu yasa siyasi iktidarın, laik eğitimi dini referanslara dayandıran adımlarıyla birlikte, sosyal hayatı da din adamlarının eline bırakmasının bir adımıdır"

 

“YASA DERHAL İPTAL EDİLMELİDİR!…"

 

Av. Küçük şöyle devam etti:

"Azınlıkların Lozan Antlaşmasının m. 42'den kaynaklanan haklardan vazgeçmeleri Medeni Kanunumuz sayesinde olmuştur. Yunanistan Milletler Cemiyetine gitti, ama herkese ayrım gözetilmeden eşit olarak aynı hukuk kuralları uygulanacağı için Lozan Antlaşmasına aykırı igörülmedi.

 

Resmi nikah toplumu birleştiren bir düzenleme iken, müftülerin nikah kıyması toplumu ayrıştıracaktır. Yapılmak istenen ise; müslüman çoğunluk lehine farklı uygulama getirilmesi çabasıdır. Diğer yandan da müslüman Türk aileleri dahi evlenirken ayrışacaklardır. Müftüler din hizmetleriyle uğraşmalıdırlar, resmî nikahla değil.

 

Müftü nikahı mı? resmi nikah mı ? diye tartışmalara yol açacaktır. Sonuçta nikah üzerinden de toplum bölünecektir. Toplumun son dönemdeki ayrışma ve kutuplaşma ortamını daha da artıracak uygulamalar ve düşünceler tehlikelidir. Bu nedenlerle getirilen evrensel hukuka uymayan bu yasa derhal iptal edilmelidir. Memlekette her şey düzenlendi, bütün olumsuzluklar giderildi de bir müftülerin nikah kıyması kalmıştı. Hukuk devleti, demokrasi, yargı bağımsızlığı, Avrupa, ABD ve komşularla yaşanan olumsuzluklar, ekonomi, işsizlik, enflasyon gibi asıl meselelere çözüm bulunmalıdır.

 

Müftülerin nikah yetkisi cumhuriyetin ve laikliğin yok edilmesidir. Bu değişiklik kadınlarımızın yok sayılmasıdır. Kabul edilemez. Kamuoyuna saygıyla sunarım."

Başa dön tuşu