YAŞAM

Çocuğunuzu kendi kalıplarınızla şekillendirmeyin

Eğitim Koçu Serin, ‘Orta Öğretim ve Üniversiteye Hazırlıkta Anne ve Babaların Sınavlarla İmtihanı’ başlıklı sunumunda, ailelerin doğru bildikleri yanlışlar yüzünden çocuklarının geleceğini olumsuz etkileyebildiklerini bildirdi. 

 

Yaklaşık 20 yıldır eğitim danışmanlığı yaptığını, birçok canlı örnekle karşılaştığını ifade eden Hakan Serin, yapıan en büyük hatanın anne ve babaların çocuklarına karşı aşırı korumacı tutumu ve onları kendi kalıplarıyla şekillendirmek istemeleri olduğunu belirtti.

 

“Bir yılana bisiklet sürdüremezsiniz, ama çok iyi kaçar. Balık da bisiklet süremez ama çok iyi yüzer. Aileler, çocuklarının yeteneklerini keşfetmeden onların gelecekte hangi mesleği seçeceklerine kendileri karar veriyorlar” diyen Hakan Serin, şunları söyledi;

 

Herkes piyano çalabilir mi? Herkes keman çalabilir mi? Çalamaz ama bu ülkede okuyan öğrencilerin yaklaşık yüzde 50’si doktor olmaya çalışıyor ama herkes doktor olabilir mi?  iyi bir doktor olamaz ama iyi bir mühendis olabilir. İyi bir mühendis olamaz ama iyi bir öğretmen olur vs… Çocuklar ailelerinin şekillendirdiği kalıba girmek istemiyor. Biz sokmaya çalıştıkça o kalıbın içine çocuk girmemekte diretiyor, bu mücadeleyi kazanma şansımız var mı? Yok çünkü çocuk sizden vazgeçebilir, siz o çocuktan vazgeçemezsiniz. Onun için siz bu çocukla kavga etmek yerine uzlaşmayı, onun tercihlerine saygı duymayı deneyin.”

 

Çocuklarla diyalog kurulmasını, ama bu diyaloğun patron havasında olmamasını öneren Hakan Serin, “benim işimin yüzde 90’ı dinlemek, yüzde 10’luk kısmı da konuşmaktır. Çünkü evde en az konuşulan çocuğu dinlerim. Çünkü çocuğun konuşma ihtiyacı vardır. Konuşurken neye dikkat ederim, gözünün içine bakarım. Çünkü konuşurken siz televizyonu izlediğiniz zaman ya da başka şeylerle meşkul olduğunuzda çocuk kendini değersiz hisseder. Oysa onun gözünün içine bakmalı ve can kulağı ile dinlediğinizi ona htirmelisiniz” diye konuştu.

 

HAYATIMIZDAKİ 4 “İ”

 

Anne ve babalar ile çocuk diyaloğu arasındaki 4 “İ”ye de dikkati çeken Hakan Serin, “Bizim hayatımızda ki 4 “İ” nedir? derseniz, İdare, İkna, İkaz, İsyan.  Ben olayı böyle özetledim. Eğer çocuğunuz ile diyaloğunuz idare de ve ikna da kalıyorsa çocuğunuzla gelecekte iyi bir ilişkiniz olacak demektir. Ama ikaz ve isyan kısmına geçiyorsanız işler iyi değildir, bunun sonunda çok sağlıklı şeyler sizi beklemez” dedi.

 

Bunu bir de örnekle açıklayan Hakan Serin, şöyle devam etti

 

Sabah kahvaltı hazırlamak annenin işidir ve saat 8’de evden çıkacak çocuk için 7’de uyanır. Çocuk hergün o kahvaltıyı yapmak istemese de anne ısrarla hazırlar, yani idare edeyim der. Ama o çocuğun kafasında şeytanlar dönmeye başlar. “Ben bu kahvaltıyı nasıl yapmadan nasıl burdan çıkarım?” diye düşünür.  q Çocuk için çok kolay, biraz sonra servis gelecek anne mecburen teslim olacak. Eline çatalı alır yumurtanın etrafında salatanın etrafında dolanır, bir dilim ekmeği 15 dakikada yer, en son anne isyan haline geçer ‘Ne halin varsa gör” der ve her annenin dediği gibi ‘sen de evladından bul” der. 

 

Siz bunu dediğinizde çocuk kahvaltı yapmış mıdır? Hayır hazırladığınız kahvaltının bir anlamı var mıdır? Hayır. Biz bu işten birşey kazanmadığımıza göre bu ikaz ve isyan kısmına geçtiğimizde bilin ki kaybedeceksiniz. Size tavsiyem kavga kısmına girmeyin, çünkü kavga ettiğiniz anda kesinlikle o kazanıyor. İkaz, İsyan çocukla diyalogda doğru bir çözüm değil. Bunun yerine ona kahvaltıyı yapmadan çıktığı için üzüldüğünü, oysa kendisinin iyiliği için bunu yaptığınızı anlatın. İşte çocuğu can evinden vurdunuz. Kavgada söz vermez çocuk ama böyle konuştunuzda ‘tamam anne’ deme olasılığı yüzde 80’dir. Kalan 20 de sizin nasıl tiyatro yaptığınıza bağlı.”

 

Hakan Serin, anne ve babalara “Şunu unutmayalım, çocuklar sizin yetiştirdiğiniz canlılar, tamamen size taklit eder. Sigara içen bir anne ve babanın çocuğunun sigara içmesini öğrendiği ana çok şahit olmuşumdur. Şimdi bu anne ve baba çocuğuna nasıl sigara içme diyecektir. Bu gerçekten zor. Akşam eve geç geliyorsanız çocuğunuzun da geç gelecektir. Şiddet görüyorsa, şiddet uygulayacaktır. Bunları sakın unutmayın” dedi.

 

LYS VE ÜNİVERSİTE SINAVLARI

Hakan Sekin, çocukların hayatındaki iki önemli sınavın LYS ve Üniversiteye giriş olduğunu belirterek, sağlıklı bir sınav için önerilerde de bulundu. Eğitim hayatında kahvaltının çocuğu olumlu etkilediğine vurgu yapan Serin,  şunları kaydetti;

 

“Öncelikle çocuklarınıza kahvaltı alışkanlığını sağlayın. Çünkü, ben kahvaltıyı bir arabanınbenzinine benzetiyorum. Benzinsiz araba çalışmaz. Bizim dersler 40 ya da 45 dakika, sonrasında çocuk teneffüse çıkıyor. Oysa sınavlarda bu şansı yok. Sınavlar 135 dakika yada 100 dakika ama çocuğun enerjisi 50. Dakikada bitiyor. Karbonhidrat bitiyor, şeker seviyesi düşüyor. İkincisi, zamanında salona gelme meselesi. Çocuğunuzun mutlaka salona saatinden 15 dakika önce ulaşmasını sağlayın."

 

AŞIRI KORUMACILIK

0 6 yaş grubundan ergenlik dönemine ve bir birey olduğu 18 yaşına kadar ailelerin yaptıkları hataları tek tek anlatan Hakan Serin, “Aileler günümüzde öylesine aşırı bir korumacı oldu ki ergenlik yaşı 35’lere kadar gidiyor. Bunu yapmayın. Sizi anlıyoruz, merak ediyorsunuz, endişeleniyorsunuz ama, bırakın çocuğunzu toplu taşıma araçlarına binsin. Onu her yere araba ile getirip götürmeyin. Özgüvenini sağlamasına fırsat verin. Takipte olun ama aşırı korumacı olmayın” diye konuştu.

 

Kadirli Eğitim ve Kültür Vakfı (KAVAK) Başkanı Emine Varmış, konuşmasının sonunda, katılımcıların sorularını da yanıtlayan Hakan Serin’e çiçek sunarak, teşekkür etti.

Başa dön tuşu