ÇUKUROVA

ÇUKUROVA’DA MUHTEŞEM ANMA

Usta sinemacı Yılmaz Güney’i Anma Etkinliği, bu yıl da sanatçıların ve sanatseverlerin yoğun katılımı ile gerçekleşti. Çukurova Belediyesi Orhan Kemal Kültür Merkezi’nde düz enlenen anma etkinliğine, Melike Demirağ, Abdurrahman Keskiner ve Mustafa Ünlü sanatçı olarak katılırken, Yılmaz Güney’in kardeşleri Özden ve Güzide Pütün de, anma gecesinin konuğu olarak salonda yer aldılar.

Yılmaz Güney’in hayatının anlatıldığı kısa filmle başlayan etkinlik, konukların ve Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin’in konuşması ile devam etti. Belgesel Sinemacılar Birliği Başkanı Mustafa Ünlü, “Yılmaz Güney, Türkiye’nin kültürüne, tarihine önemli katkılar yapmış çok değerli bir sanatçımız” dedi. Yılmaz Güney’in 6 yıl yardımcılığını yapan ünlü yapımcı Abdurrahman Keskiner ise Belediyemizin yapmış olduğu ölüm yıldönümüne geldik. Türkiye’den önemli filmleri alıp, dünyaya bunların dağıtımını yapacağım. Cezayir’i, Fas’ı, İspanya’yı gördüm. Hepsi Türkiye’ye benziyordu ama Adana’ya hiçbiri benzemiyordu” diyerek, Yılmaz Güney’le anılarını anlattı.

 Yılmaz Güney’in “Kralın sofrasında soytarı olacağıma, Halkımın kavgasında eşkıya olurum. Bizim memleketin insanları iyidir. Akılları çoktur. İtalya’yı bilirler, Fransa’yı bilirler, Falanistanı bilirler. Lakin kendi yurtlarını bilmezler” sözleriyle konuşmasına başlayan Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, “Yılmaz Güney’in bu sözlerinin altına imza atanlara, Yılmaz Güney dostlarına bin defa selam olsun. Yılmaz Güney’le çocukluğumda karşılamadım. Resimleriyle çok karşılaştım. Biz çocukken, Sarıyakup Mahallesinin o tozlu sokaklarında oynarken, gelin arabaları geçerdi. Gelin arabasının önünde Yılmaz Güney’in resmi olurdu. Adanalılar Yılmaz Güney’i o kadar çok severlerdi ki, en mutlu günlerinde Yılmaz Güney’in resmini asarlardı gelin arabalarına. Eşimle birlikte, biz de Paris’te mezarına gittik. En çok dikkatimi çeken şu oldu; taptaze karanfiller vardı. Sanki birileri görev almış, öldüğü günden bu yana her gün mezarına taze karanfil bırakıyordu. Aslında öyle değil. O kadar çok seveni var ki, yolu Fransa’ya düşen Paris’e gidiyor, Paris’e giden de mutlaka Yılmaz Güney’in mezarına uğruyor. Yani bu kadar, halkının yüreğine gönlüne taht kurmuş, Adana’nın ve Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük sinemacılardan, en büyük sanatçılardan biri Yılmaz Güney” diye konuştu.

Konuşmaların ardından, Başkan Soner Çetin ile çocukları Deniz ve Devrim Çetin’in başrolünü oynadığı ‘Görüş Günü’ filmi gösterime girdi. Seyircilerden büyük alkış toplayan gösterimin ardından Melike Demirağ’ın söylediği birbirinden güzel şarkılar, sanatseverleri eskiye götürdü.

Melike Demirağ, dillerden düşmeyen ‘Arkadaş’ şarkısını seslendirirken, konukları da sahneye davet etti. Başkan Soner Çetin de, Demirağ’la birlikte şarkıya eşlik etti. Demirağ’ın konserinin ardından, anma gecesi, misafirlere Başkan Soner Çetin’in çiçek takdimi ile son buldu.

Başa dön tuşu