YAŞAM

ÇUKUROVA EKOLOJİ GÜNLERİ 4-5-6 MAYIS’TA ADANA’DA…

Düzenleme komitesi organizasyon öncesi GEKO Cafe’de bir araya gelerek son hazırlıklarını tamamladı. Komite adına açıklama yapan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Fatih Kaya, Çukurova Ekoloji Günleri kapsamında üç gün boyunca 16 farklı ülkeden 19 belgesel izleyicilerin beğenisine sunulacağını bildirdi. Belgesel seçkisini BİFED’in üstlendiği organizasyonda farklı coğrafyalardan, farklı insan hikâyelerini barındıran iklim değişikliği, termik ve nükleer santral, gıda güvenliği, geri dönüşüm gibi yer kürenin genel sorunlarını yansıtan belgesellerin gösterileceğini ifade eden Dr. Kaya, açıklamasını şöyle sürdürdü;

 

Tam Organik Ekoloji Günleri

Çukurova Ekolojik Yaşam İnisiyatifi’nin ilk kez düzenlediği Çukurova Ekoloji Günleri kapsamında gösterilecek belgesel filmler farklı çevresel konular hakkında farkındalık yaratmak amacında. Çukurova Ekoloji Günleri’nde yer alan belgeseller farklı bölümlerle izleyicilerin karşısına çıkacak.

 

Dünyaya Değiştirenler; Yerel Aktivistler ( İklim Değişikliğine Kafa Tutanlar )

Açılış filmi pek çoğumuza ilham verecek. Dünyanın farklı coğrafyalarında yaşamları her geçen gün zorlaşan, iklim değişikliği konusuna duyarsız kalmayan yerel aktivistlerin mücadelesini anlatan bu bölümde Yağmur İçin Teşekkürler (Thank You For Rain) Kenya’nın kırsalında yaşayan Kisula’nın iklim değişikliğine karşı tek başına mücadelesini konu alan belgesel, Çukurova Ekoloji Günleri’nin açılış filmi olarak gösterilecek.

 

Ekoloji ve Kadın

Ekoloji mücadelesi dünyanın dört bir tarafından tüm zorluklara rağmen devam ettiren kadınların hikâyesini konu alan Hands On: Kadın-İklim-Değişim belgeseli ufuk açıcı nitelikte bir yapım olarak dikkat çekiyor.

Paris Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu Shirin’in ülkesi İran’a dönmesi ve sonrasında yerel bir üretici olarak pirinç yetiştirmesi, türetici olma konusundaki mücadelesini film tadında izleyebileceğiniz Hayatın Şairleri’ni kaçırmayın.

 

Dünya Halleri

Dünya Halleri bölümünde, “nükleerli ve termik santralli dünya” hallerine kamerasını uzatmış yönetmenlerin belgeselleri yer alıyor…

Fukuşima’da yaşayan nükleer sızıntısının gölgesinde “anne olmak” kavramını başarılı bir şekilde anlatan Nükleer Gökyüzü Altında Ninni kaçırılmaması gereken bir belgesel. Ülkemizin en büyük sorunlarından biri olan termik ve kömür santrallerinin çevreye ve insana verdiği zararı daha iyi anlamak için Kara Atlas ve Soluk belgeselleri yol gösterici niteliğinde.

 

Eko-Nostalji:  “Geri Dönüşüm”

İnsanlığın lügatından çıkarttığı “Geri Dönüşüm ve Tasarruf” konusunda iki belgesel ders verir nitelikte. Dünyamız büyük bir çöplüğe dönüşürken buna “Dur” diyenler için Sıfır Atık, Elektronik çılgınlığın ve tüketim hız kaybetmeden insanı ele geçirmesine seyirci kalmayanlar için Öldürücü Tasarım belgeselleri imdadımıza yetişiyor.

 

Eko-Kısadan Hisse;

Çukurova Ekoloji Günleri kapsamında kısa filmler de yer alıyor. Alternatif bir yaşam hikâyesini anlatan Başka filmi, son dönemde sayısı giderek artan doğal yıkımlarına karşı bir direniş hikâyesi olan Dil Ovası, kısa zamanda yapılması planlanan nükleer santralleri sinematografik bir bakışla yansıtan Cevher ve görmezden geldiğimiz, varlığından habersizce yaşadığımız böceklerin dünyasına mikro bir bakış Balkonda Mikro Dünya kısa film bölümde yer alıyor.

 

Dikkat Çekenler:

Çukurova Ekoloji Günleri’nde, “Şekerime Dokunma” sloganı ile şeker tüketimine dikkat çekmek adına Sugar Blues filmi gebeliğe bağlı şeker hastası teşhisi konan bir annenin hikayesini konu alıyor. Selfie adlı yapım dünyanın en büyük sorunu mülteciler meselesine ışık tutmaya çalışıyor. Thalatta ve Lüfer belgeselleri ise deniz ve deniz canlıları konusunda izleyicilerin dikkatini çekmeyi başaran yapımlar olarak karşımıza çıkıyor.

Başa dön tuşu