ÜNİVERSİTE

Konak Sohbetleri Devam Ediyor

Aytaçoğlu konuşmasında okçuluğun tarihine dair şu bilgileri aktardı:

‘Okçuluk ilk olarak Geç Paleolitik Çağ’da (M.Ö 35.000-10.000) karşımıza çıkmaktadır. Hem savaş, hem de bir av aracı idi. Okçuluğa ilk olarak eski Mısırlılar’da rastlanmıştır. Okçuluğun kökeninin Asya olduğu, Çin’de gelişen aktivitenin daha sonra Japonya’ya geçtiği düşünülmektedir. Atilla’nın akınları sırasında ise okçuluk Avrupa’ya yayılmıştır.’

 

Aytaçoğlu konuşmasına Türk Okçuluğu’na dair bilgileri de ekleyerek devam etti. Buradan hareketle Asya’da ok ve yay ile ilgili en eski buluntuların Kuzey Doğu’da ve Sibirya’da ele geçtiğinin bilgisini veren Aytaçoğlu, kompozit bir yapıya sahip olan Asya yaylarının iskeletinin ağaçtan, kolların iç ve dış yüzeylerin ise boynuz ve sinir gibi organik maddelerle kaplandığından bahsetti.

 

“İlk Kez 1904 Yılında Okçuluk Yaz Olimpiyatları Olimpik Programa Alındı.”

Aytaçoğlu okçuluğun Osmanlı İmparatorluğu’ndaki durumuna da değindi. Osmanlı İmparatorluğu’nda 15. yüzyılda spor hâlini alan okçuluğun ‘Kemankeşlik’ olarak adlandırıldığını ifade etti. II. Mehmet zamanında ilk kez okçuluk yarışma kurallarının hazırlandığını ve okçuluğun yarışma olarak düzenlendiğini söyleyen Milli Takım Antrenörü Alper Aytaçoğlu, son olarak okçuluğun dünyadaki durumunu anlatarak ilk kez 1904 yılında okçuluğun Yaz Olimpiyatları’nda olimpik programa alındığından ve 1972’den beri aralıksız olarak programlarda yer aldığını ifade etti.

Konuşma sırasında Aytaçoğlu’nun getirdiği geleneksel ok ve yaylar ÇÜTAM katılımcıları tarafından incelendi.

 

Toplantı sonunda soruları da yanıtlayan Alper Aytaçoğlu’na katkılarından dolayı Merkez Müdürü Prof. Dr. A. Deniz Abik tarafından plaket takdim edildi.

Başa dön tuşu