YAŞAM

KÜÇÜK, ÜLKEMİZİN KADERİ OYLANACAK

Baro Başkanı Av. Veli Küçük, konukları Roman Stanek ve Olivia De Guerry’nin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

 

Adana Barosu üyesi Avukatlar Av. Kübra Mimaroğlu ile Av. Oğuzhan Uçar’ın da hazır bulunduğu görüşmede Baro Başkanı Av. Veli Küçük, yaklaşan 16 Nisan 2017 tarihinde Anayasa değişikliğinden ziyade ülkenin kaderinin, Cumhuriyetimizin 93 yıllık kazanımlarının, hukuk devleti ve katılımcı demokrasi ilkelerinin oylanacağına dikkat çekti.

 

Av. Küçük, “16 Nisan’da yapılacak Anayasa değişikliği Referandumunda ülkemizin yaklaşık 180 yıllık yasalaşma ve meclis iradesini ön plana çıkaran katılımcı demokrasi geleneğinin sonlandırılarak, kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter sistemi tek adam rejimine dönüştürecek, sistem içerisinde denge denetleme ve kontrol unsurlarının yer almadığı, dünyada örneği olmayan bir sistem oylanacaktır.

 

Cumhurbaşkanının Referandumu 15 Temmuz darbe girişimi süreci ile eş değer tutması, parlamenter sistemin vesayet sistemi olduğu gibi söylemleri gerçek ile bağdaşmaz. Tam tersi tüm yetkilerin tek bir kişide toplandığı sistemler kapalı, şeffaflığın ve yargı denetiminin olmadığı sistemlerdir.

 

‘Egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir’ ilkesinin temsil noktası Türkiye Büyük Millet Meclisi ana ve belirleyici unsur kalmalıdır. Seçilecek milletvekillerini, Cumhurbaşkanı yardımcılarını, danışmanlarını, Yüksek Yargı üyelerinin büyük bir çoğunluğunu tek bir kişinin belirlediği sistem  katılımcı ve demokratik olamayacaktır.”

 

Sözlerine devamla; “Baromuzca 16 Nisan Referandum süreci hukuksal ve demokratik boyutlarıyla takip edilecektir. Meslektaşlarımız, oy verme ve oy sayma işlemleri tamamen bitene kadar görev yapacaklar. Oy verme ve sayma işlemlerinin hukuka uygun yapılıp yapılmadığını gözlemleyecekler.

 

Tüm görevliler ve yurttaşlarımız hukuki olmayan, seçim ve sandık güvenliğini ihlal eden herhangi bir durumla karşılaştıklarında Referandum Sandık Güvenliği Eşgüdüm Merkezi ile irtibata geçip, destek ve yardım isteyebilirler. Merkezimiz sandık bölgelerinde yaşanacak her ihlali tutanak altına alıp, ilgili makamlara ulaştıracaklar”  dedi.

 

16 Nisan'da yapılacak referandum için siyasi iktidarın tercihi olan 'Evet' demenin “Hayır” demekten daha kolay olduğu, “Hayır” diyenler açısından toplumda bir baskı, korku ve endişe oluştuğunu ifade eden Av. Küçük, “Güvenpark’taki terör saldırısını lanetlemek için barışçıl yürüyüş ve basın açıklaması yapmak isteyen, aralarında sendika, meslek örgütü, siyasi parti başkan ve yöneticileri ile meslektaşlarımızın da olduğu 63 kişi hakkında gösteri ve yürüyüş yasasına aykırılıktan ceza davası açıldı. 3 Mart’ta görülen bu dava 2 Haziran 2017 tarihine ertelendi. Yargı kullanılarak toplum ve yurttaş üzerinde baskı ve endişe ortamı yaratılmak istenmektedir. Böyle bir tutum hukuk devletinde asla kabul edilemez” dedi.

 

AGİT gözlemcileri, referandum  kampanya faaliyetleri, referandum idaresinin ve diğer ilgili kurumların işleyişi, referandum mevzuatının uygulanması ile referandumla ilgili uyuşmazlıklarının çözümünü kendilerinin de izleyeceklerini ilettiler. Gözlem sürecinin bir parçası olarak, SSGH tarafından kapsamlı bir medya izlemesi de yapılacağını ifade ettiler. Aynı zamanda “Emek ve Demokrasi Güçleri” Temsilcilerinin sanık olarak yargılandığı davayı da katılarak takip edeceklerini söylediler.

 

Gözlem sırasında, heyet çeşitli devlet yetkilileri, siyasi partiler, sivil toplum, medya ve uluslararası organizasyonların temsilcileriyle görüşmeler yapacaklarını belirttiler.

Başa dön tuşu